Türkiye: Hülya Kılınç’ın Gazetecilik Faaliyetlerinden Tutukluluğu Devam Ediyor
Yer: Türkiye, İstanbul
Tarih 25 Haziran, 2020
Available in: 🇬🇧English
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu Libya’da yaşamını yitirdikten sonra Manisa’da toprağa verilen MİT görevlisinin cenazesiyle ilgili haberler nedeniyle tutuklu olan Odatv muhabiri Hülya Kılınç ve meslektaşlarının 110 gün sonra hakim karşısına ilk defa çıktığı duruşmayı gözlemleyerek değerlendirdi.
OdaTV muhabiri Hülya Kılınç TCK 329/1"Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir."
MİT Kanunu 27. madde: "Millî İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.
Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin basın ve medya yoluyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir.” maddeleri gereğince tutuklanmaya sevkedilmiş ve dört aydır tecrit koşullarında Silivri cezaevinde tutukluluğuna devam edilmekteydi. Konuya ilişkin bildirimizi buradan inceleyebilirsiniz.
Habeas Corpus ilkesinin çiğnendiği uzun süren tutukluluk sürecinin ilk durağı olan duruşmada Kılınç bugün savunmasını şu ifadelerle verdi:
“20 yıllık gazeteciyim olduğunu ve hayatımda ilk defa bu kadar ağır bir suçlamayla karşılaşıyorum,
"Hazırladığım haberde; şehidin kimliğini, ailesini, görevini ve diğer MİT personelini deşifre etmedim. Haberde çok özenli ve dikkatli bir üslup kullandım. Eğer deşifre amacım olmuş olsaydı, şüphesiz çok farklı bir haber hazırlardım ve çok farklı cümleler kullanırdım.
"Şehidin ailesinin ve akrabalarının incinmemesi için hem haber öncesi görüşmemde, hem de haberi hazırlarken çok dikkat ettim. Ben yalnızca gazetecilik yapmak, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla haberi hazırladım.
"Tekrar ediyorum. Haberin amacı "Şehidimizin Manisa'da defnedilmesi ve şehidimize hak ettiği resmi törenin yapılmaması"dır. Suç teşkil eden herhangi bir fiilim yoktur. Suç işleme niyet ve kastım bulunmamaktadır.
"Suç işlediğime inanmıyorum. (Yalnız ben değil, beni tanıyan, olayı inceleyen vicdanı olan ve makul akla sahip hiç kimsenin de benim suçlu olmadığım konusunda hemfikir içerisinde olduklarını biliyorum.)
Mahkemenizden tutukluluğumun kaldırılmasını ve beraatimi talep ediyorum.” (bianet)
8 kişin yargılandığı davada mahkeme Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'i adli kontrol şartıyla tahliye etti. Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve Eren Ekinci'nin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi ve bir sonraki celseyi 9 Eylül’e erteledi.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu, uzun tutukluluk sürelerinin Anayasa’ya aykırılığına dikkat çekerken Türkiye hükümetine gazetecileri parmaklıklar ardından çıkarmaları konusunda çağrıda bulunuyor.
...
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu, kadın gazetecilere yönelik küresel bir destek örgütüdür. Dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkedeki kadın gazeteciler için mentörlük projesine öncülük eden ve kadın gazeteciler için özgür basın ortamına odaklanan ilk örgüttür. Kadın Gazeteciler Koalisyonu olarak dünyanın herhangi bir yerindeki kadınlara yönelik her türlü suistimalin durumunu ayrıntılı bir şekilde belgelemekteyiz. Bireyler ile kurumları bir araya getiren sistemimiz, kadın gazetecilerin endüstride çalışmasına yardımcı olmak için gereken deneyim ve danışmanlığı bir araya getirir. Amacımız, kadın gazetecilerin güvenle çalışabileceği ve gelişebileceği güçlü bir mekanizma geliştirilmesine yardımcı olmaktır.
Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.womeninjournalism.org.
The Coalition For Women In Journalism closely monitors the incidents in Turkey with great concern. Since March 8, Women's Day, police violence against women journalists increasingly continues in the country. As the coalition, we urge the Turkish state to provide a free environment for journalists. Following the news is our most fundamental democratic right to report. We demand the immediate release of our detained colleagues. Journalism is not a crime. Journalism cannot be prevented.
If you have been harassed or abused in any way, and please report the incident by using the following form.