Türki̇ye: Duygu Güvenç Ve Alican Uludağ’ın Yargılandığı “Brunson” Davası Ekim’e Ertelendi
Yer: Türkiye, İstanbul
Tarih: 2 Temmuz, 2020
Available in: 🇬🇧English
Cumhuriyet gazetesi yargı muhabiri Alican Uludağ ile eski diplomasi muhabiri Duygu Güvenç’in Rahip Brunson ile ilgili haberleri gerekçe gösterilerek “Türkiye Cumhuriyetini ve Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama” suçlamasıyla açılan davanın duruşmasına bugün İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Uludağ ve Güvenç, 26 Temmuz tarihli haberlerinde, “Brunson’un tahliye edilmesi, Türkiye’de yargının siyasi kararla iş yaptığının en önemli göstergelerinden biri oldu. Zira Ankara, AB ile ilişkilerini yoluna koymaya, yani yargıda ‘yüksek standartlar’ belirlemeye, hukukun üstünlüğünü egemen kılma yönünde adımlar atmasa da ilişkilerini ikili olarak düzeltmek için kolları sıvadı. Ne diyordu atalarımız, ‘bükemediğin eli öpeceksin” ve “Tutan da bırakan da yargı mı devlet mi” ifadelerini içeren haberlere imza atmıştı. 27 Temmuz 2019 tarihinde ise her iki gazeteciye TCK 301 maddesinden dava açılmıştı.
Güvenç, talimatla alınan ilk ifadesinde “Rehine diplomasisi çökerken” başlıklı haberini; Türk yargısını aşağılamaya yönelik olmadığını, suç unsuru içermediğini, anayasal eleştiri hakkını kullandığını sözleri ile savunmakla, ilerleyen celselerde de “21 yıldır diplomasi haberleri yapıyorum. Bu süreçte hiçbir haberim yalanlanmadı. Suçlama konusu haberim de yalanlanmadı. Bu yazıda aşağılama söz konusu değildir. Hepimizin doğru habere ihtiyacı var. Bugün Trump’ın tehdidini nasıl eleştiriyorsam, Suriye savaşının başladığı günden bu yana Türkiye’nin izlediği dış politikayı da eleştirmek, yanlışlarla ilgili halkı bilgilendirmek bir gazeteci olarak benim görevimdir.” diyerek haberine sahip çıkmıştı.
Davanın bugün görülen yedinci duruşmasına Uludağ ve Güvenç katılmazken Güvenç’in avukatı ‘rehine diplomasisi’ teriminin müvekkili tarafından icat edilmediğini ve suça konu edilen haberin gerçeklerle örtüşür nitelikte olup ifade hürriyeti ve basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Duruşma 22 Ekim 2020’ye ertelendi.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak davayı ilgiyle takip ediyor ve Türkiye hükümetine basın özgürlüğüne saygılı olma çağrısında bulunuyoruz.
...
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu, kadın gazetecilere yönelik küresel bir destek örgütüdür. Dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkedeki kadın gazeteciler için mentörlük projesine öncülük eden ve kadın gazeteciler için özgür basın ortamına odaklanan ilk örgüttür. Kadın Gazeteciler Koalisyonu olarak dünyanın herhangi bir yerindeki kadınlara yönelik her türlü suistimalin durumunu ayrıntılı bir şekilde belgelemekteyiz. Bireyler ile kurumları bir araya getiren sistemimiz, kadın gazetecilerin endüstride çalışmasına yardımcı olmak için gereken deneyim ve danışmanlığı bir araya getirir. Amacımız, kadın gazetecilerin güvenle çalışabileceği ve gelişebileceği güçlü bir mekanizma geliştirilmesine yardımcı olmaktır.
Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.womeninjournalism.org.
The Coalition For Women In Journalism closely monitors the incidents in Turkey with great concern. Since March 8, Women's Day, police violence against women journalists increasingly continues in the country. As the coalition, we urge the Turkish state to provide a free environment for journalists. Following the news is our most fundamental democratic right to report. We demand the immediate release of our detained colleagues. Journalism is not a crime. Journalism cannot be prevented.
If you have been harassed or abused in any way, and please report the incident by using the following form.