Dünya Gazetecilere Karşı İşlenen Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Günü'nde CFWIJ, Çevrimiçi Karalama Kampanyaları Ve Tacizle Mücadele Eden Gazetecilere Yasal Düzenlemeler Getirilmesini Talep Ediyor
Tarih: 2 Kasım, 2021
Available in: 🇬🇧 English
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ), dünyanın dört bir yanındaki kadın gazetecilere yönelik bütün tehdit ve saldırılar için Gazetecilere Karşı İşlenen Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Günü'nde bir kampanya başlattı. CFWIJ, çevrimiçi karalama kampanyalarıyla mücadele eden gazetecilere karşı işlenen suçlara yönelik yeni yasal düzenlemeler yapılması için çağrıda bulunuyor. Dünya genelinde 92 ayrı ülkeden kadın gazetecilerin karşı karşıya kaldığı zorlukları kaydeden CFWIJ, gazetecilerin güvenliğini sağlamak için caydırıcı tedbirler talep ediyor.
Koalisyon olarak sadece 2021’nin başından beri, dünya çapında kadın gazetecilere yönelik 741'den fazla şiddet, taciz ve tehdit vakası belgeledik. Sadece bu yıl dokuz kadın gazeteci öldürüldü. Kadın gazetecilerin 157'si yasal yolla uygulanan tacize maruz bırakıldı. 124 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. Haber takibi yapan 71 kadın sahada engellenirken, 96'sı gözaltına alındı. 87 kadın gazeteci sosyal medyada büyük çevrimiçi karalama kampanyalarında hedef gösterildi. 49'u susturulmak amacıyla tehdit edildi. 40 gazeteci çalıştığı kurumdan atıldı. 26’sı işyerinde tacize uğrarken, 22 kadın cinsel tacize uğradı. 13 kadın gazeteci ise işini yaparken sözlü tacize maruz kaldı. Sekiz kadın ırkçı saldırıların hedefinde yer aldı. Bir diğer sekiz kadın ise devlet baskısına maruz kaldı. Altısı tutuklandı, üç gazetecinin akreditasyonu iptal edildi. Ayrıca, üç gazeteci kaçırılırken, diğer üçü toplumsal cinsiyet ayrımcılığına maruz kaldı.
Dünya genelinde dokuz kadın gazeteci katledildi. 2020’ye kıyasla öldürülen gazeteci sayısı üç katına ulaştı.
8 Ocak 2021’de Kamerun'un Njikwa ilinde bir konvoya yapılan saldırı sonucu gazeteci Rebecca Jeme ve dört askeri yetkili öldürüldü. Halk arasında Becky Jeme olarak bilinen Rebecca, Momo İletişim Departmanının en üst delegesiydi.
ENTV'nin Amazigh kanalından (TV4) Cezayirli gazeteci Tin Hinan Laceb 26 Ocak'ta eşi tarafından katledildi. Tin Hinan Laceb iki kız çocuğu annesiydi. Cezayir TV4'te spiker olarak çalışıyordu.
Haber ve eğlence platformu Enikass Radyo ve TV'de çalışan Mursal Wahidi, Sadia Sedat ve Shahnaz Roafi, Afganistan'ın Celalabad kentinde düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldü. 3 Mart 2021'de gerçekleşen suikast sonucu üç kadın medya çalışanı hayatını kaybetti. Yaşları 18 ila 21 arası değişen medya çalışanları yabancı eğlence programlarının yerel dillere çevrildiği ve dublaj yapıldığı bölümde çalışıyordu.
“Hearst” ve “Conde Nast” filmlerinin eski görüntü yönetmeni Lynn Murray, 22 Mart'ta King's Boulder Colorado'daki markette meydana gelen silahlı saldırıda hayatını kaybeden on kişi arasında yer alıyordu. İki çocuk annesi olan Lynn’in beklenmedik saldırı sonucu hayatını kaybetmesine sevenleri çok üzüldü.
Gazeteci Aviva Okeson-Haberman, 23 Nisan tarihinde evine atılan bir kurşun sonucu ölü bulundu. Aviva, meslektaşları ve arkadaşları tarafından sevilen genç bir radyo muhabiriydi. Olayı cinayet olarak değerlendiren polis, gazetecinin failinin bulunması için soruşturma başlattı.
11 Mayıs 2021 gecesi, İsrail güçlerinin düzenlediği hava saldırıları sonucu birçok konut zarar gördü. Gazze’de düzenlenen hava saldırıları sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 40'tan fazla kişi hayatını kaybetti. 200'den fazla Filistinli yaralandı. Tal al-Hawa’daki evinde bulunan gazeteci Reema Saad, iki çocuğu ve kocası da saldırılar sonucu ölen kişiler arasında yer alıyor.
Ariana News muhabiri Mina Khairi ise 4 Haziran günü düzenlenen terör saldırısında annesiyle birlikte hayatını kaybetti. Mina, bu yıl Afganistan’da öldürülen dördüncü gazeteci oldu.
Kadın gazetecilere karşı sosyal medyada düzenlenen büyük çevrimiçi karalama kampanyaları, CFWIJ'in küresel olarak en çok gözlemlediği vakalar arasında yer alıyor. Kadın gazeteciler, mesleki faaliyetleri nedeniyle nefret söylemine maruz kalarak hedef gösteriliyor. Söz konusu çevrimiçi saldırılar gazetecilerin hayatını riske atacak kadar ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
Pakistan ve Hindistan söz konusu karalama kampanyalarında başı çeken ülkeler arasında yer alıyor. 2021'de CFWIJ, kadın gazetecilere karşı en az 87 büyük karalama kampanyası kaydetti ve 2020 yılına kıyasla %22,53 oranında bir artış gözlemledi.
Sosyal medyada kimliği belirsiz kullanıcılar, bir diğer adıyla ‘troller’ kadın gazetecileri sadece çevrimiçi olarak hedef göstermekle kalmayıp aynı zamanda gazetecilerin yaşadıkları ev adreslerini de paylaşarak çok ciddi tehdit oluşturmaktadır. Söz konusu vakaların son örneği Pakistanlı gazeteci Asma Shirazi'ye düzenlenen çevrimiçi karalama kampanyası oldu. Asma, iktidar partisini destekleyenler tarafından Başbakanın eşine yönelik eleştirileri nedeniyle hedef gösterildi. Gazeteci yaptığı eleştirilere yönelik açıklama yapmış olsa da çevrimiçi tehditlerin ardı arkası kesilmedi.
CFWIJ, Asma'dan kısa bir süre önce de gazeteci Gharidah Farooqi'ye karşı başka bir çevrimiçi karalama kampanyasını belgeledi. Gazeteci, ülkenin iktidar partisini destekleyenlerden gelen mesajlarla taciz edildi. Gharidah, kadınların temsilini tartışırken, Başbakan sözcüsü Shehbaz Gill'e yönelik eleştirilerde bulundu ve sosyal medyada hedef gösterildi.
Hindistan'da ise gazeteci Rana Ayyub, hükümetin çiftçilerin düzenlediği protestoları ele alış biçimini eleştirdiği için nefret söylemine maruz kaldı. Rana, çiftçilerin düzenledikleri protestoda biber gazı ve tazyikli suyun kullanılmasına yönelik hayal kırıklığını paylaşmıştı. Fikrini sosyal medyada paylaşan gazeteci, cinsiyetçi nefret söylemine maruz kaldı. Karşı karşıya kaldığı çevrimiçi saldırıları sosyal medya hesabında paylaştı. Ayrıca söz konusu saldırılar, gazetecinin eleştirel görüşleri nedeniyle ilk hedef alınışı değil. Rana önceden de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle birçok kez hedef gösterilmişti.
Kanada, Eylül ayında kadın gazeteciler için çevrimiçi saldırıların fazlasıyla açığa çıktığı bir başka ülke oldu. Sağ partide yer alan politikacı Maxime Bernier’in resmi Twitter hesabından yaptığı ve doğrudan gazetecileri hedef aldığı açıklamaların ardından en az 18 kadın gazeteci, ırkçı saldırılara maruz kaldı. Gazeteciler çevrimiçi ortamda tehdit edildi. Politikacı Bernier’in, hakkında yazılan yazılara sinirlenerek birkaç kadın gazetecinin e-posta adresini ifşa etmesinin ardından gazeteciler kimliği belirsiz kişiler tarafından tehdit mesajları almaya başladı. CFWIJ, söz konusu gazetecilere yönelik ayrıntılı bir rapor yayınladı. Tehdit mesajlarının çoğu, kadın gazetecilerin ırk, cinsiyet ve cinsel yönelimi hakkında olmuştur. Söz konusu mesajlar Kanadalı ve beyaz olmayan gazetecileri hedef göstermiştir.
Çevrimiçi karalama kampanyalarının en tehlikeli boyutu, genellikle devletler tarafından söz konusu ‘troll’ olarak adlandırılan kişilerin yönlendiriliyor olmasıdır. İktidar partileri muhalif sesleri sindirmekte zorlandığı zaman kadın gazetecilere saldırmak için bu kullanıcıları yönlendiriyor. Sosyal medyanın kadın gazeteciler için güvenli bir alan olması noktasında büyük bir ihtiyacın ortaya çıkması, gündemde yer alan tartışmalar arasında olsa da görmezden gelinmeye devam ediliyor. Dolayısıyla bu klavye savaşçılarına karşı dokunulmazlık, ne kadar ihbar edilirse edilsin gazeteciler için tehdit oluşturmaya devam ediyor.
Kadın gazetecilerin maruz kaldığı bir diğer vaka ise fiziksel saldırılar ve polis şiddetidir. Türkiye, bu yıl fiziksel saldırıya uğrayan kadın gazetecinin en çok olduğu ülke olarak ilk sırada yer aldı. 2021'in başından bu yana, 76 kadın gazeteci sahada haber takibi yaparken fiziksel saldırıya uğradı. Son iki yılda kaydettiğimiz vakalara göre, sahada gazetecilik yapan kadınlara yönelik polis şiddetinde istikrarlı bir artış görüldü.
Kadın gazeteciler, polisin sahada orantısız gücüne maruz kalmalarının yanı sıra gözaltına da alındılar. Çoğu kadın gazetecinin kurum kartları, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından onaylanmadığı için basın kartı olarak kabul edilmedi. Bu gerekçeyle gazeteciler gözaltına alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) 27 Nisan 2021'de yayınladığı genelgenin ardından ise gazetecilerin mesleklerini sürdürebilmesi neredeyse imkansız hale geldi. Yayınlanan genelge, çekim yapan gazeteciler özellikle toplumsal hareketlere yönelik haber takibi yaparken polisin doğrudan müdahale etmesinin de önünü açtı.
7 Eylül 2021'de meydana gelen son olay da, ülkede artan polis şiddetini kanıtlar nitelikte oldu. İstanbul'da Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarını takip eden en az 12 kadın gazeteci polis tarafından ablukaya alındı. Basın kartlarına el koyan polis ayrıca, gazetecilere fiziksel şiddet uyguladı.
Belarus’ta da geçen yıl Ağustos’ta gerçekleşen şaibeli başkanlık seçimin ardından muhalif seslere karşı uygulanan baskı daha yoğun hale geldi. Gazetecilerin evleri basıldı, gözaltına alındı. Gazeteciler, artan baskıdan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Geçen yıldan bu yana 500’den fazla gazetecinin gözaltına alındı. CFWIJ verilerine göre 2020 yılında 77 kadın gazeteci tacize uğradı, gözaltına alındı ve hapis cezasına çarptırıldı. Bu yıl ise 46 kadın gazeteci hak ihlaline, yasal yolla tacize uğradı. Kadın gazetecilere yönelik şiddet vakaları Belarus’ta her geçen gün artmaya devam ediyor.
COVID-19 salgını da kadın gazetecileri zorlayan bir başka konu oldu. Evde ya da işyerinde birçok kadın gazeteci pandemi nedeniyle birçok ruhsal sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Evden çalışma, farkında olmadan birçok kişiyi olumsuz yönde etkiledi. Çevrimiçi saldırılar birçok kadın gazetecide anksiyete, kaygı bozukluğu gibi psikolojik sağlık sorunlarına neden oldu.
Kadın gazetecilerin öldürülmesinden hapis cezalarına, fiziksel saldırılardan çevrimiçi karalama kampanyalarına kadar, CFWIJ birçok tehdit, şiddet ve taciz vakasını belgelemeye devam etti. Geçtiğimiz son iki yıla kıyasla vaka sayısı en yüksek seviyeye ulaştı.
Seslerini yükseltmeye devam eden kadın gazetecilere uygulanan baskı ve şiddete son verilmesini talep ediyoruz. Şimdiye kadar görmezden gelinen vakalara yönelik yeni yasal yaptırımların uygulanmasını ve faillerin gereken cezaları almasını istiyoruz. Söz konusu saldırıların ve saldırganların çevrimiçi veya çevrimdışı bir gazeteciyi hedef alırken taşıdıkları güvenin derhal sonlandırılması gerekiyor. Cezasızlık kültürüne bir son verilmelidir.
The Coalition For Women In Journalism closely monitors the incidents in Turkey with great concern. Since March 8, Women's Day, police violence against women journalists increasingly continues in the country. As the coalition, we urge the Turkish state to provide a free environment for journalists. Following the news is our most fundamental democratic right to report. We demand the immediate release of our detained colleagues. Journalism is not a crime. Journalism cannot be prevented.
If you have been harassed or abused in any way, and please report the incident by using the following form.