CFWIJ 16 Günlük Aktivizm Kampanyası Kapsamında Kadın Gazetecilere Uygulanan Her Türlü Şiddete Son Verilmesini Talep Ediyor

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Biriminin düzenlediği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde başlayan ve 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar devam eden, “Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Gün Aktivizm” kampanyası bugün başlıyor. Bu yıl, “Dünyayı turuncuya boyayın: Kadına Şiddete Son Verilsin” temasıyla kampanya başlatan BM’in çağrısı doğrultusunda, Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak dünyanın dört bir yanındaki kadın gazetecilere yönelik her türlü şiddete son verilmesini talep ediyoruz.

Available in: 🇬🇧. English

 

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak kadın gazetecilerin maruz kaldığı tehdit, şiddet ve tacize dikkat çekmek, başına gelenleri ele almak amacıyla “Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Gün Aktivizm” kampanyasına her yıl olduğu gibi bu yıl da katılıyoruz. 16 Gün Aktivizm kapsamında planladığımız faaliyetler arasında sosyal medya üzerinden yürüteceğimiz çevrimiçi kampanya, canlı yayınlar ve dünyanın çeşitli yerlerinden düzenleyeceğimiz çevrimiçi seminerler bulunmaktadır.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu sadece 2021'de dünya çapında kadın gazetecilerin başına gelen 790’dan fazla şiddet unsurunu belgeledi. Belgelenen şiddet vakaları arasında 164 kadın gazeteci yasal yolla taciz edildi. Sadece bu yıl 11 kadın gazeteci öldürüldü. 127 kadın sahada haber takibi yaparken fiziksel saldırıya uğradı. 103 kadın gazeteci gözaltına alınırken, 88’i çevrimiçi karalama kampanyalarının hedefi oldu. Koalisyon, 77 kadın gazetecinin sahada türlü engellemelerle karşı karşıya kaldığını kaydetti. 57 kadın gazeteci çalıştıkları kurumlardan kovuldu. 49’u yaptığı haberlerden ötürü tehdit edilerek sindirilmeye çalışıldı. 26’sı iş yerinde çeşitli zorbalıklara maruz kalırken, 24 kadın cinsel tacize uğradı. Toplamda 17 kadın sözlü tacize maruz kaldı. 11 kadın gazeteci devlet tarafından baskı gördü. Üç kadın gazetecinin akreditasyonu iptal edilirken diğer üçü ise kaçırıldı. Üç kadın gazeteci cinsiyetçi saldırıya maruz kalırken, sekizi de ırkçı saldırıların hedefinde yer aldı.

 CFWIJ, şimdiye kadar elde edilen veriler doğrultusunda her gün en az iki kadın gazetecinin saldırı veya tehditle karşı karşıya kaldığını tespit etti. Bu sayı geçen yıla oranla %38,11’lik bir artış göstermektedir. Koalisyon, 2020’de olduğu gibi bu yılda dünya genelinde kadın gazetecilere yönelik önemli gelişmeleri aktarmaya devam etti. 

Her geçen yıl dünya genelinde kadın gazetecilere yönelik tehdit, şiddet ve taciz vakaları artmaya, kadınların hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Kaydedilen vakalara son örnek Kanada’dan geldi. 

Kanada, çevrimiçi karalama kampanyaları ve kadın gazetecilere yönelik polis şiddeti konusunda tehlikeli ülkeler arasında yer aldı. Ülkenin batısındaki bir boru hattına karşı düzenlenen Yerli bir protestoyu takip eden foto muhabiri Amber Bracken ve film yapımcısı Michael Toledano, 19 Kasım günü gözaltına alındı. Dört gün gözaltında kalan Amber kefaletle serbest bırakıldı ancak Yerli Kanadalıların doğal gaz boru hattı inşasına karşı düzenlediği protesto alanından şartlı olarak uzaklaştırıldı. Gazetecinin haber yapma hakkı ihlal edildi ve edilmeye devam ediyor. Yine aynı bölgede başka bir eylemi takip eden gazeteci Brandi Morin polis tarafından tehdit edildi. Gazetecinin sebepsiz yere aracı durdurularak basın kartı soruldu. Arabası takip edildi. Olayın ardından Kanada Gazeteciler Derneği, Kanada Kraliyet Atlı Polisine (RCMP) dava açtı ancak RCMP tarafından gazetecinin bölgeyi ziyaret etmesi yasak olmasına rağmen alana gelerek yalan söylediği iddia edildi. Basının kısıtlandığı alanda, 19 Mayıs’ta haber yapmaya giden Jen Osbourne da benzer uygulamalarla alandan uzaklaştırılmaya çalışıldı.

Polis baskısının yanı sıra Kanada’da kadın gazeteciler, çevrimiçi karalama kampanyalarının da hedefinde yer aldı. Eylül ayında sağ partide yer alan politikacı Maxime Bernier’in resmi Twitter hesabından yaptığı ve doğrudan gazetecileri hedef aldığı açıklamaların ardından en az 18 kadın gazeteci, ırkçı saldırılara maruz kaldı. Gazeteciler çevrimiçi ortamda tehdit edildi. Politikacı Bernier’in, hakkında yazılan yazılara sinirlenerek birkaç kadın gazetecinin e-posta adresini ifşa etmesinin ardından gazeteciler kimliği belirsiz kişiler tarafından tehdit mesajları almaya başladı. CFWIJ, söz konusu gazetecilere yönelik ayrıntılı bir rapor yayınladı. Tehdit mesajlarının çoğu, kadın gazetecilerin ırk, cinsiyet ve cinsel yönelimi hakkında oldu. Söz konusu mesajlar Kanadalı ve beyaz olmayan gazetecileri hedef gösterdi.

Avrupa'da da yıl içerisinde sular durulmadı. Kadın gazetecilere yönelik şiddet vakalarının toplam sayısı 2020 yılına kıyasla %16,7 oranında arttı. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde kadın gazetecilerin haklarının daha çok ihlal edildiği gözlemlendi. 

CFWIJ, 2021 yılının başından beri Avrupa'da kadın gazetecilere yönelik 149 şiddet unsuru belgeledi. Kaydedilen şiddet unsurları arasında gözaltı, fiziksel saldırı, yasal yolla taciz, gazetecileri sindirmek amacıyla yapılan tehditler, çevrimiçi karalama kampanyaları, sözlü taciz, sahadaki gazetecilere yönelik saldırılar, tutuklamalar, cinsel taciz, devlet baskısı, cinsiyetçi saldırılar, ırkçı saldırılar, sınır dışı edilme, işyeri tacizleri ve diğer ihlaller yer aldı.

Belarus, Ocak 2021 - Ekim 2021 arasında belgelenen en az 46 ihlalle Avrupa'da kadın gazetecilere yönelik en fazla şiddet unsuruna sahip ülke oldu. Avrupa'daki 42 keyfi gözaltıların 23'ünün Belarus'ta olduğu tespit edildi. 

Belarus’ta Belsat medya grubuna bağlantılı gazeteciler gözaltına alındı. Katsyaryna Andreyeva ve Darya Chultsova, Minsk'te bir protestoyu takip ettikleri için iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tatsiana Bublikawa, Marina Zolotova ve Larysa Shchyrakova gibi gazeteciler ise işyerlerine ve evlerine düzenlenen polis baskınlarıyla karşı karşıya kaldı. Gazetecilerden uzun süre haber alınamadı. Belarus gazetecilere karşı en fazla yasal yargılamanın yapıldığı ülke oldu. Avrupa’daki 29 yasal yolla uygulanan tacizin 16'sı bu ülkede kaydedildi.

Öte yandan Güney Asya ve Orta Doğu kıtaları kadın gazetecilerin en çok zorluk çektiği bölgeler arasında yer aldı. Afganistan, kadın gazeteciler için en tehlikeli ülkeler arasında ilk sırada bulundu. Bu yılın başından beri toplamda katledilen 11 gazetecinin dördü Afganistan’da Taliban tarafından öldürüldü. 

Temmuz ayı sonunda Afganistan’da Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirmesinin ardından CFWIJ, ülkede yaşanan insani krizin ortasında kalan gazetecilere yardım etti. Hayatı tehlikede olduğu için ülkeyi terk etmek isteyenlerin başvurularını inceleyerek risk altında olan 214 gazeteci ve hak savunucusunu güvenli ülkelere yerleştirmeyi başardı. Ancak, en kötü tehditlere rağmen birçok başarıya imza atan Afgan medyası, 28 Ağustos 2021'de en büyük sınavlarından birini verdi. Kabil'de kalarak mesleklerini yapmaya devam etmek isteyen 10 gazeteci Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Silahlı Kuvvetleri tarafından gözaltına alınarak, Kabil havaalanından zorla sınır dışı edildi.

Mayıs ve Haziran ayları Filistin’deki kadın gazetecilerin şiddet ve tehdite en çok maruz kaldığı aylar oldu. Şeyh Cerrah bölgesinde düzenlenen protestolar sırasında İsrail güçlerinin uyguladığı baskılar sonucu 12 kadın gazeteci şiddete uğradı. 11 Mayıs 2021 gecesi, İsrail güçlerinin düzenlediği hava saldırıları sonucu Tal al-Hawa’daki evinde bulunan gazeteci Reema Saad, iki çocuğu ve kocası saldırılar sonucu ölen kişiler arasında yer aldı. Gazeteci hayatını kaybettiğinde dört aylık hamileydi. 28 Mayıs’ta, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin çoğunlukta olduğu bir mahallede haber takibi yapan gazeteci Zeina Al-Halawani gözaltına alındı. Zeina, İsrailli güvenlik güçleri tarafından ayrıca darp edildi. 5 Haziran'da benzer şekilde El Cezire muhabiri Givera Budeiri gözaltına alındı. 6 Haziran'da ise Najwan Al-Sumeri ve Bara'a Abu Ramouz, ülkede yükselen tansiyonu kaydederken polis saldırısına uğradı.

Türkiye ise CFWIJ’in, sene başından beri en çok ihlali kaydettiği ülkeler arasında ilk sırada yer aldı. 226 ayrı şiddet vakası kaydeden CFWIJ, Türkiye’de kadın gazetecilerin en çok yasal yolla taciz edildiğini gözlemledi. Kadın gazetecilere karşı sadece mesleğini yaptığı için birden fazla dava açıldığını kaydetti.

Koalisyon, 2021’in başından beri Türkiye’de kadın gazetecilere yönelik 93 ayrı dava dosyasını takip etti. 46 kadın gazeteci sahada haber takibi yaparken polis tarafından darp edildi. 36’sı ise sahada çeşitli engellemelere maruz kaldı. Son olarak, 18 Kasım’da, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kurtuluş Parkı’nı TED Üniversitesi’ne devredeceği protokolü imzalamasına tepki göstermek için Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin düzenlediği basın açıklamasını takip eden üçü kadın altı gazeteci polis şiddetine maruz kaldı. Gazetecilerin yapılan basın açıklamasına yönelik çekim yapmaları engellendi. Polis, gazetecilere fiziksel şiddet uyguladı. 23 Kasım’da ise 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında MEBYA-DER'in düzenlediği etkinliği takip etmek isteyen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Eylem Aktaş ve Jinnews muhabiri Derya Ren güvenlik güçleri tarafından engellenerek darp edildi. Gazetecilerin ekipmanlarına da el konulmak istendi.

CFWIJ gazetecilere uygulanan ihlalleri kaydetmenin yanı sıra birçok başarılı projeye de imza attı. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde birbirinden başarılı kadın gazetecilerin mesleki alanda gösterdikleri çaba ve emekleri kutlamak için bir kampanya düzenledi. Haber merkezleri ve basın endüstrisinin getirmesi gereken temel değişikliklere dikkat çekti. Kadınların seslerinin yeterince temsil edilmesi için daha çok ses yükseltti. Meydana gelen basın özgürlüğü ihlallerini, ABD’deki Black Lives Matter protestolarını, Hindistan'daki çiftçi protestolarını ve ayrıca eski ABD Başkanı Donald Trump’ın örgütlediği Capital Hill ayaklanmasını an be an takip etti. Şiddetle karşı karşıya kalan ve bütün tehlikelere rağmen geri adım atmayarak mesleğini yapan kadınların hikayelerini anlattı. Myanmar'da, Filistin'de, Afganistan'da ve Türkiye'de yaşanan büyük tehditler karşısında kadın gazetecilerin zorluklara karşı verdiği mücadeleyi aktardı. Kadınlar Günü'nde kadınların basın endüstrisinde karşılaştıkları engeller hakkında koalisyonla paylaştıkları güçlü mesajları yayınladı.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu ayrıca, ağır travmalar gören kadın gazetecilerin seslerine ses olmak için kapsamlı bir basın özgürlüğü çalışması yürüttü. Dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un kadın gazeteciler için normal şartların bile ağır olduğu dönemde pandemiyle birlikte nasıl stresle baş ettiklerini tartıştı. Haber merkezleri finansal kaynaklarını göz önünde tutarak yeterli olanakları sağlayamadığı için kadın gazetecileri ekonomik olarak zor durumda bıraktı. CFWIJ, bu dönemde kadınlara yönelik her türlü tehdit, taciz ve şiddetin ortasında gazetecilik faaliyetlerini sürdürmek için mücadele eden kadınlarla yan yana durdu. Aylık yayınladığı raporlarda da pandemi döneminde şiddet eğiliminindeki artışlar da verilerimize yansıdı. 

Basın Özgürlüğü Gününde de kadın gazeteciler, otokratik rejimlere ve güç merkezlerine yönelik kaygılarını cesurca dile getirdi. Ayrıca birçok başarılı Türk kadın gazeteci sahada ve haber merkezinde yaşadığı zorlukları CFWIJ gündeme getirdi. 

CFWIJ, 72. İnsan Hakları Gününde de kadın gazetecilerin karşı karşıya kaldığı zorlukları söylemeye kadın gazetecilerin seslerini yükseltmeye devam etti. Koalisyon, kadın gazetecilere yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete yer veren temel yapının gözden geçirilmesi adına çağrı yaptı. CFWIJ’in kurucusu Kiran Nazish’in moderatörlüğünde Belarus’tan, İran’dan, ABD’den katılan kadın gazeteciler ve hak savunucuları ile kadın gazetecilerin şiddetle nasıl mücadele edeceğine dair panel düzenlendi. Birbirinden değerli konukların olduğu çevrimiçi seminerde basın özgürlüğü etrafındaki sorunlara somut çözümler arandı.

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu, kadın gazetecilere yönelik çevrimiçi ve çevrimdışı şiddeti durdurmak için acil durum çağrısı yapıyor. BM özel raportörünün kadın gazetecilere yönelik sürekli artan şiddeti ve tehditleri sona erdirme niyetlerinin derhal uygulanmasını talep ediyor. Kadın gazetecilerin karşılaştıkları baskı ve engelleri hafifletmek için daha kapsayıcı politikalar uygulanarak toplumsal cinsiyet perspektifi konusunun ele alınması çok önemlidir. Dolayısıyla CFWIJ olarak sosyal medya platformlarında kadın gazeteciler için güvenli bir çevrimiçi deneyimi nasıl gerçekleşebileceğine dair çözüm önerilerinib sunulmasını talep ediyoruz. Kadın gazetecilerin omuz omuza ve birlikte daha güçlü olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Kadın gazetecilerin yaşadığı şiddet unsurları tek tek gözden geçirilmeli, söz konusu şiddet unsurlarını önleyici acil çözüm politikalarının uygulanması gerekmektedir.

 
Previous
Previous

On International Human Rights Day, CFWIJ Calls For An End To Violence Against Women Journalists

Next
Next

CFWIJ Calls For Global Attention To End Violence Against Women Journalists Now