Gazetecilikte Kadın Koalisyonu, İnsan Hakları Günü’nde Kadın Gazetecilerin Temel Hak Ve Özgürlüklerine Dair İhmallerle İlgili İyileştirilmiş Politikaların Yürütülmesi İçin Çağrıda Bulunuyor.
Bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edilişinin 72’nci yıldönümü. Gazetecilikte Kadın Koalisyonu olarak dünyanın dört bir yanındaki kadın gazetecilerin temel hak ve özgürlüklerine saygı duyulmadığı yönündeki büyük endişemizi paylaşmak istiyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin düzenlediği ve koalisyon olarak katıldığımız “Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Gün Aktivizm” kampanyasının da sona erdiği 10 Aralık’ta İnsan Hakları Günü’nün önemini vurguluyoruz.
Available in: 🇬🇧. English
16 Gün Aktivizm kapsamında koalisyon olarak sosyal medya üzerinden çevrimiçi kampanyamızı yürüttük. Dünyanın dört bir yanındaki kadın gazetecilerle yaptığımız röportajları yayınladık. 7 Aralık’ta kadına karşı uygulanan şiddetle mücadeleye dair pek çok gazeteciyle çevrimiçi bir seminer düzenledik. Kurucumuz Kiran Nazish’in moderatörlüğünde gerçekleşen seminere Belaruslu serbest gazeteci Nasha Zakharevich, İranlı gazeteci ve Kayhan London'ın Genel Yayın Yönetmeni Nazenin Ansari, U.S. Press Freedom Tracker’ın Genel Yayın Yönetmeni Kirstin McCudden, insan hakları savunucusu ve Committee For Justice’de savunuculuk çalışmalarını yürüten Shaimaa Abo Elkhir katıldı. Seminere katılan konuşmacılar, kadın gazetecilerin karşılaştığı tehlikeleri ve bu sorunların üstesinden nasıl geleceğine dair yöntem ve fikirlerini paylaşarak meslektaşlarına ışık tuttu.
⚡️ “Human Rights Day 2020”
— #WomenInJournalism (@CFWIJ) December 10, 2020
On Human Rights Day, CFWIJ calls for a revision of policies to better protect the safety and well-being of women journalists.https://t.co/brXPOwlJOF
CFWIJ ayrıca 16 günlük aktivizm kampanyası kapsamında dünyanın dört bir yanından koalisyona katılan kadın gazetecilerle Instagram canlı yayınları ve röportajlar yaptı.
The New Humanitarian'dan araştırmacı gazeteci Paisley Dodds ile Güney Afrika'daki ırksal ayrımcılığı savunan ‘Apartheid’ döneminin sona ermesini konu alan haberine ve Dodds’un gazetecilik deneyimlerine değindik. Gazeteci, sorumlularının insani yardım kuruluşu çalışanlarının olduğu cinsel istismarlarla ilgili yaptığı haberler kapsamında araştırmacı gazeteciliğin, duyulmayan seslerin daha yüksek çıkması amacıyla ne kadar önemli olduğunun altını çizdi.
CFWIJ, ifade ve basın özgürlüğü savunucusu Article 19’un Meksika’daki koruma koordinatörü Paula Maria Saucedo Ruiz’le de bir canlı yayın gerçekleştirdi. Paula, Meksika'da kadına yönelik şiddetin artması, gazetecilere karşı ciddi boyuta ulaşan saldırılar da dahil olmak üzere ülke genelinde azalan basın özgürlüğü hakkında önemli noktalara değindi.
İngiliz gazeteci ve The Balkanista blogunun yazarı Alice Taylor, suç işleme oranlarının giderek arttığı Arnavutluk’ta, suç ve politika hakkında haberler yapmanın önemine dair deneyimlerini aktardı. Taylor, birçok tartışmaya neden olan Rus televizyon kanalı Russia TV de dahil olmak üzere çeşitli uluslararası medya kuruluşlarına, ülkede düzenlenen protestolarla ilgili röportaj verdiği için Arnavutluk'taki hükümet yanlısı medya kuruluşları tarafından başlatılan çevrimiçi karalama kampanyaların hedefi oldu. Rus ajanı olmakla suçlanan gazeteci, aldığı nefret içerikli tehditler nedeniyle Facebook hesabını geçici olarak dondurmak zorunda kaldı. Oturma izni neredeyse iptal edilmek üzereydi ve güvenlik kaygıları nedeniyle evinden bir süre çıkamadı. Gazeteci hedef gösterildiği bu dönemde hamile olduğu için bebeğini kaybetmekten korktuğunu da koalisyonla paylaştı.
Araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia, Ekim 2017'de arabasına konulan bomba bir suikast sonucu öldürüldü. Katledilen gazetecinin ailesi üç yıldır faillerinin bulunması için adalet arayışını sürdürüyor. CFWIJ Galizia’nın kız kardeşi Corinne Vella ile yaptığı röportajda, kız kardeşinin işine olan bağlılığını dile getirdi. Vella öldürülen gazeteciye yönelik “İktidara dahil, yüksek düzeyde suç kabul edilen uluslararası para akışını ifşa etmenize rağmen sözünü ettiğiniz kişilere hiçbir şey olmuyorsa, hukukun üstünlüğünün çöküştüğünü söyleyebilirsiniz. Daphne bu sorunların ortasında duran son kişiydi. Orası çok tehlikeli bir yerdi. Orada kimsenin gerçekten sizi tehdit etmesine gerek yok. Bunun tehlikeli olduğunu zaten bilirsiniz ama bu baskı kardeşimi durdurmadı” ifadelerini kullandı.
George Floyd'un öldürülmesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri (ABD) genelinde alevlenen Black Lives Matter (Siyahilerin hayatları değerlidir) protestolarını haber yapan sayısız gazeteci birçok saldırı ve tehdite maruz kaldı. Koalisyon olarak bu süreçte kadın gazetecilere dair özel bir dosya hazırladık ve 35 kadın gazetecinin ciddi saldırılara maruz kaldığını belgeledik. Gazetecilerin bir çoğu haber takibi yaparken polis tarafından gözaltına alındı veya tutuklandı.
ABD’deki basın özgürlüğü hususunda önemli çalışmaları bulunan US Press Freedom Tracker, protestolar sırasında 430'dan fazla basın özgürlüğü ihlali meydana geldiğini açıkladı. Konuyla ilgili koalisyona konuşan U.S. Press Freedom Tracker muhabiri Stephanie Sugar, gazetecilere yönelik polis şiddetindeki artışa dikkat çekti. Sugar ayrıca, ABD’de azalan basın özgürlüğüne, BLM eylemleri ve seçim sonrası mitingler sırasında engellenen ve yaralanan kadın gazetecilerin başına gelenleri de aktardı.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu sadece 2020'de dünya çapında kadın gazetecilerin başına gelen 701'den fazla şiddet unsurunu belgeledi. 138 kadın gazeteci sahada çalışırken fiziksel saldırı ve engelle karşılaştı. Koalisyon, 78 çevrimiçi karalama kampanyası, 24 cinsel taciz vakası kaydetti. Bu yılın başından beri üç kadın gazeteci öldürüldü. Gazetecilerin 51'i tutuklanırken, 97'si gözaltına alındı. 92 kadın gazeteci yasal yollarla tehdit edildi. 37'si saldırıya uğradı. 40 kadın gazeteci devlet tarafından baskı gördü, 17’si sözlü tacize uğradı. 23 gazeteci işyerinde taciz edildi. 10 kadın gazeteci ise cinsiyetçi saldırılarla karşı karşıya kaldı. Bu yıl içerisinde iki kadın gazeteci kaçırıldı, dördü cezaevinde işkence gördü, dördünün akreditasyonu iptal edildi. Dört kadın gazeteci cinsiyetçi saldırıya maruz kalırken, dokuzu da ırkçı saldırılarıların kurbanı oldu.
Koalisyon bu bağlamda dünya genelinde kadın gazetecilerin maruz kaldığı şiddet konusunda farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler ve kampanyalar düzenledi.
Nisan ayında, Koronavirüs kadın gazetecileri olumsuz yönde etkiledi. Gazeteciler bu dönemde eşi görülmemiş düzeyde şiddete maruz kaldı. Finansal kaynak eksikliği ve sınır dışı edilme tehlikesi kadın gazetecilerin karşı karşıya kaldığı tehditlerin başında geldi. Covid-19, bu dönemde gazetecilerin üretkenliğini de önemli ölçüde olumsuz etkiledi. Serbest çalışan kadın gazetecilerin, bu belirsiz zamanlarda karşılaştıkları ekonomik krizi de gündeme getirdik. Birçok gazeteci, alınan önlemlerin ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle salgında hayatını kaybetti.
Koalisyon olarak Ağustos ayında da, Pakistan'daki kadın gazetecilere karşı artan tehdit ve saldırılara yönelik farkındalık yaratmak ve sesimizi yükseltmek amacıyla "#AttackWontSilenceUs (Saldırılar Bizi Susturmaz)" kampanyasına katıldı. Kampanya doğrultusunda gazetecileri hedef alan çevrimiçi karalama kampanyalarına ve bu nedenle gazetecilerin karşılaştığı ağır sonuçlara dikkat çektik. İnternet sitemizde, kadın gazetecilerin olası bir tehdit veya saldırı karşısında başvurabileceği yasal mecraları ve onlara yardımcı olacak kaynakları paylaştık. Kadın meslektaşlarımıza yönelik çevrimiçi saldırıların gerçek hayattaki etkilerini vurgulamak amacıyla #ThreatToWIJhashtag'iyle birlikte bir sosyal medya kampanyası başlattık.
CFWIJ kadın gazetecilerin hem sahada hem de çevrimiçi platformlarda maruz kaldığı şiddete yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Gazetecilerin temel hak ve özgürlüklerine yönelik gerçekleşen ihlallere karşı sesimizi yükseltiyoruz. Yetkilileri, gazeteciler için BM'nin kadına karşı şiddetle mücadele için hazırladığı stratejik planlara uyan, özgür ve bağımsız gazeteciliği savunan bir ortam sağlamaya çağırıyoruz. Bu günde, gazetecilerin bulunduğu mevcut ortamın insan hakları kriterlerini karşılamadığını yineliyor, ihlallere karşı güçlendirilmiş politikaların yetkililer tarafından uygulanmasını talep ediyoruz.